Tanrı-Ahlak İlişkisi dersine giriş yapıp dört modülünü kısaca özetliyorum.
Ahlak felsefesinin üç temel alt dalı olan normatif etik, pratik etik ve metaetiği kısaca özetliyorum. Metaetik Tanrı-Ahlak İlişkisinde odaklandığımız alan olduğundan metaetiğin problemlerine de kısa bir giriş yapıyorum.
Canlı derslerde iyi-kötü ve doğru-yanlış kavramları arasındaki ilişki katılımcıların kafasını kurcalamıştı. Bu yüzden bu kavramlar arasındaki ilişkiyi kısaca inceledim.
Ontoloji nelerin var olduğuyla ilgilenir. Ahlak ontolojisiyle ahlaki olgular/doğrular var mı ve varsa ne türden şeyler sorusuyla ilgilenir. Bu videoda ahlak ontolojisine kısaca girip iki ana seçenek olan realizm ve anti-realizmi tanıttım.
Bu videoda ahlaki realizm ve ahlakın objektifliği kavramları arasındaki ilişkiyi açıkladım. Zaman zaman ahlakın objektif olmasıyla ahlaki realizm birbiriyle karıştırılıyor. Ancak bu iki tez birbirinden farklı. Realizm (genelde) ahlakın objektifliğini kabul eder ama ahlakın objektif olduğu bütün görüşler realist değildir.
Realizmi tanımlarken hem metaetikte hem de genel olarak ontolojide öne sürülen kriterler arasında tutum bağımsızlık ve bir tür zihinden bağımsızlık var. Ancak bu koşulların nasıl anlaşılması gerektiği tartışmalı. Canlı derslerde bu konuyla ilgili bir tartışma çıktığı için kafa karışıklığını gidermek adına kısaca bu koşulları açıkladım.
Ahlaki realizm ve ahlaki anti-realizmin türlerini kısaca özetledim. Değindiğim başlıklar arasında: - Doğalcı realizmler - Gayridoğalcı realizmler - Doğaüstücü realizmler - İnşacılık - Hata Teorisi - Bilişselci olmayan anti-realist teoriler var.
Realizm lehindeki ilk argüman sezgiler argümanı. Bu videoda: - Sezgi nedir? - Fenomenal Muhafazakarlık ve Safdillilik İlkesi - Sezgiler lehindeki varsayım - Kendi kendine kanıt teşkil etme - Moore Manevrası - Sezgiler argümanına yapılan itirazlar Başlıklarını ele aldım.
Realizm lehindeki ikinci argüman David Enoch'un normatif realizm lehindeki vazgeçilmezlik argümanını ele aldım. Değindiğim konu başlıkları arasında: - Matematiksel realizm lehindeki vazgeçilmezlik argümanı - Vazgeçilmezliğin tanımı - İçsel ve araçsal vazgeçilmezlik ayrımı - Kafa yürütme (deliberation) projesi ve normatif gerçeklerin bu proje için vazgeçilmezliği - Vazgeçilmezlik argümanına yapılan itirazlar Başlıklarını ele aldım.
Epistemoloji (bilgi felsefesi) geleneksel olarak normatif kabul edilen felsefe alt dallarından. Epistemik normlardan ahlaki normativiteye ulaşmaya çalışan Cuneo'nun The Normative Web kitabındaki argümanını ele aldım. Bu videoda: - Epistemik normların ne anlamda normatif olduğu - Epistemik normlardan argümanı anlamanın iki farklı yolu - Bu argümana yapılan temel itirazlar Başlıklarını ele aldım.
Bu videoda realizm lehindeki suç ortakları argümanlarından olan matematik ve mantık argümanını ele aldım. Değindiğim konu başlıkları: - Suç ortakları argümanlarının yapısı - Matematik ve mantıkla ilgili ahlaka benzer güçlükler - Argümana itirazlar
Bu videoda bir diğer suç ortakları argümanı olan Guy Fletcher'ın İyi Oluş Realizminden Argümanını inceliyorum. Videoda değindiğim başlıklar arasında: - İyi-oluş realizminin ne olduğu - Parite tezi - İyi-oluş realizmi argümanının standart suç ortakları argümanına göre avantajları - Argümana yapılan itirazlar Bulunuyor.
Realizm lehindeki son argüman biyolojik işlevlerden normatif olgulara ulaşmaya çalışıyor. Bu videoda: - İşlevler ve normlar arasındaki bağdan - Biyolojik işlevlerin normatif olduğunu düşünmek için nedenlerden - Buradaki normativiteden ahlaka nasıl gidildiğinden - Argümana yapılan itirazlardan Bahsettim.
Anti-realizm lehindeki tuhaflık argümanı birkaç türe ayrılır ve ele aldığım üç türünün de izlerini J.L. Mackie'nin Ethics: Inventing the Right and Wrong kitabında görmekteyiz. Bu videoda tuhaflık argümanının ilk türü olan metafiziksel tuhaflık argümanını ele aldım. Değindiğim konu başlıkları: - Normatif gerçeklerin "tuhaf" özellikleri - Normatif gerçeklerle doğal gerçeklerin paradigmatik örnekleri arasındaki farklar - Tuhaflık argümanına yapılan itirazlar
Tuhaflık argümanın ikinci türü yine Mackie'de gördüğümüz, ahlakın manyetik çekime sahip olması gerektiği ve motivasyon içselciliği tezlerine yaslanan motivasyonel tuhaflık argümanı. Bu videoda: - Motivasyon içselciliğinden yola çıkan tuhaflık argümanına - Arzular dışında hiçbir şeyin motive edemeyeceği tezi Humeculuğa - Argümana yapılan itirazlara Değindim.
Tuhaflık argümanının üçüncü türü epistemik tuhaflık argümanı. Ahlaki gerçekler varsa bunları bilmemizin tuhaf olacağını öne sürüyor. Argüman ahlaki realistin elindeki ana epistemik modellerin hepsinin tuhaf sonuçlara ulaştığı sonucuna varıyor. Videoda: - Ahlaki realistin elindeki ahlak epistemoloji modelleri ve bunlarda anti-realistin tuhaf bulduğu yönlerden - Argümana yapılan itirazlardan Bahsediyorum.
Açıklama meydan okuması Gilbert Harman'ın Ethics and Observation makalesinde öne sürdüğü, açıklamacı ahlaki realizmlere karşı etkili olmuş bir argüman. Videoda: - Anti-realistin ahlaki olguları açıklamalarda gereksiz görme nedenlerinden - Gereksizlik iddiasını anlamamızın alternatif yollarından - Argümana yapılan itirazlardan Bahsettim.
Realizmin ele aldığım ilk türü indirgemeci doğalcılık (natüralizm). Videoda: - İndirgemeci doğalcılığın neyi iddia ettiğinden - İndirgemeci doğalcı teorilerin örneklerinden - İndirgemeci doğalcılığı benimsemek için sunulan nedenlerden - İndirgemeci doğalcılığa yapılan itirazlardan Bahsettim.
Doğalcılığın ikinci türü indirgemeci olmayan doğalcılık. Adından da anlaşılacağı üzere ahlaki olguların doğal olgularla özdeş olmadığını iddia eden bu görüş doğalcılar arasında en yaygın kabul göreni. Bu videoda: - Cornell Realizmi ve diğer indirgemeci olmayan doğalcı görüşler - Zihin felsefesindeki indirgemeci olmayan görüşlerle kurulan analoji - Sağlıkla kurulan analoji - İndirgemeci olmayan doğalcılığı kabul etmemiz için öne sürülen nedenler - İndirgemeci olmayan doğalcılığa yapılan itirazlar Başlıklarına değindim.
Realizmin ele aldığım, doğalcı olmayan (gayridoğalcı) ilk versiyonu Platoncu gayridoğalcılık. Bu videoda: - Platoncu gayridoğalcılığın ne olduğundan - Bu görüşün ne anlamda "Platoncu" olduğundan - Platoncu gayridoğalcılığı kabul etmemiz için öne sürülen nedenlerden - Platoncu gayridoğalcılığa yapılan itirazlardan Bahsettim.
İkinci gayridoğalcılık türü Russ Shafer-Landau'nun Moral Realism: A Defense kitabında savunduğu oluşturmacı gayridoğalcılık. Adından anlaşılacağı üzere bu görüş doğal olguların ahlaki olguları tamamen oluşturduğunu ve ahlaki olguların doğal olgularla özdeş olmadıklarını iddia ediyor. Bu videoda: - Oluşturma ilişkisinin ne olduğundan - Oluşturmacı gayridoğalcılığın ne olduğundan - Ahlaki olguların ontolojimize "hayaletsi", ontolojik açıdan ağır bir ekleme olmadığı iddiasından - Cornell Realizmi ile oluşturmacılık arasındaki ilişkiden - Oluşturmacıların ahlak epistemolojisi modellerinden - Oluşturmacı gayridoğalcılığa getirilen itirazlardan Bahsettim.
İnşacılık anti-realist bir görüş olmakla beraber objektif ahlaki doğruların veya rasyonel ahlaki inançların olduğunu iddia eder. Bu videoda: - İnşacılığın ne anlamda anti-realist olduğundan - Tam teşekküllü ve kısmi inşacılıklar ayrımından - Doğruluk teorileriyle inşacılık arasındaki ilişkiden - İnşacı pozisyonların örneklerinden - İnşacı olmamız için öne sürülmüş nedenlerden - İnşacılığa yapılan itirazlardan Bahsettim.
Seküler metaetik teorilerini tartıştıktan sonra ahlak argümanı hakkındaki tartışmada bu teorilerin neden önem taşıdığını anlattım.
Ahlakın objektifliği ve ahlaki realizmin genelde birbirleri yerine kullanıldığından önceki videolarda bahsetmiştim. Aradaki ayrımı biliyoruz. Realizmin türlerini gördük. Peki teistik metaetik teorileri realist teoriler mi? Şaşırtıcı bir şekilde cevap teistik metaetik teorilerinin realist olmadıkları!
Bu videoda önceki videolarda ele aldığım konu başlıklarıyla ilgili yanıtlayabileceğiniz çalışma soruları verdim. Ek olarak İngilizce okuma önerilerinden de bahsettim. Sadece slaytlara bakmayın çünkü aklıma gelen başka okuma önerilerini de ekledim! Türkçe önerilerden videoda bahsetmedim diye hatırlıyorum. Genel metaetikle ilgili Türkçe seçenekler sınırlı. - Sedat Yazıcı (der.) - Çağdaş Ahlak Felsefesi: Temel Metinler - Fred Feldman - Etik Nedir? - William Frankena - Etik - Mehmet Akif Altunışık - Metaetik Bağlamında Ahlaki Görecelik Sorunu (YÖKTez) - Ferhat Yöney - İlahi Buyruk Teorisi ve Diğer Ahlaki Realizm Türlerinin Değerlendirmesi (YÖKTez(
Metaetik teorilerini genel olarak görmüştük. İlk modülün geri kalanında objektif ahlaki değerler ve sorumluluklardan yola çıkan ahlak argümanını inceleyeceğiz. Bu videoda söz konusu argümana giriş yapıyorum.
Teizmin ve teistik metaetiğin sahip olduğu iddia edilen avantajları inceleyerek devam ediyoruz. Bunlardan ilki teizmin ve teistik metaetik teorilerinin ahlakın objektifliğini açıklarken avantajlı olduğu iddiası. Bu iddiayı metaetik ahlak argümanından bağımsız anlamamız mümkün mü? Ateiste karşı döngüsel bir iddia mı söz konusu?
Genellikle temel ahlaki doğruların zorunlu doğrular oldukları kabul edilir. Natüralizmin zorunlu doğruları açıklamak konusunda problem yaşadığı öne sürülür çünkü natüralistler genellikle zorunlu varlıkları kabul etmez. Ele aldığım ikinci avantaj teizmin zorunlu ahlaki doğruları açıklamakta avantajlı olduğunu iddia ediyor. Videoda natüralistin yapabileceği temel manevralardan bahsediyorum. Dahası teistin bu avantajı öne sürerken arkaplanda önemli bir görüşü -doğruluğun denk düşme teorisini- varsaydığını ve İlahi Buyruk Teorisinin de ahlaki doğruların zorunluluğuyla muhtemelen bağdaşmadığını gösteriyorum.
Mackie'nin ahlaki realizme karşı öne sürdüğü tuhaflık argümanlarını incelemiştik. Ahlaki olguların/doğruların çeşitli özellikleri diğer alanlardakinden son derece farklı. Bu farklar arasında özellikle ahlakın normatifliği -yani eylemde bulunma gerekçeleri vermesi- göze çarpıyor. Tuhaflığın teizmin avantajı olduğunu iddia edenler teizmin genel olarak natüralizmden daha tuhaf özelliklerle daha iyi bağdaştığını, çünkü teizmin ontolojisinin tuhaf olduğunu veya tuhaf şeylerin teizmde tuhaf olmayı bıraktığını öne sürerler. Videoda bu iddiaya yapılabilecek dört itirazdan bahsettim. İlk olarak natüralist ahlaki realizmlerin doğru olması halinde tuhaflık sezgisi gücünü yitiriyor. İkincisi tuhaflık sezgisinin kendisine bizatihi meydan okuyabiliriz. Üçüncüsü tuhaflık problemini nasıl anladığımıza bağlı olarak teizmin tuhaflığı ortadan kaldıramadığını iddia edebiliriz. Son olarak natüralist olmayan bir ateist tuhaflığın sadece natüralistler için problem teşkil ettiğini öne sürebilir.
Tuhaflığın teizm için bir avantaj sağladığı iddiasının yanı sıra teistik metaetik teorilerinin gayridoğalcılığın tuhaf olmayan biçimleri olduğu da iddia edilebilir. Örneğin Shafer-Landau'nun gayridoğalcılığı İlahi Buyruk Teorisinden çok daha tuhaf denebilir. Natüralist olmayacaksak elimizdeki en az tuhaf olan seçeneğin teistik metaetik teorileri olduğu sonucuna ulaşabiliriz. Bu durumda natüralist/doğalcı metaetik teorileri yanlışsa teistik alternatiflerin seküler alternatiflere kıyasla büyük bir avantajı olduğunu söyleyebiliriz. Videoda ateistin verebileceği dört cevaptan bahsettim. Oluşturmacı gayridoğalcı görüşünün tuhaf olduğu iddiasına meydan okuyabilir. Teistik metaetik teorilerinin problemleri tuhaflık problemi olmasa dahi onları kabul etmemek gerektiği sonucunu doğurabilir. Emirlerin kendileri tuhaf olmayan gayridoğal olgular olsalar da emirlerin normatif gücü hala tuhaflık probleminden muzdarip. Son olarak teistik metaetik teorileri natüralist alternatiflere göre hala daha tuhaflar.
İncelediğim beşinci avantaj iddiasında ahlak yasalarının insan yapımı yasalara olan benzerliğinden yola çıkarak onların da bir yasa koyucusu olması gerektiği öne sürülür. Yasaların direkt olarak natüralist bir ontolojide tuhaf oldukları da iddia edilir. Videoda diğer yasa türlerinde tuhaflık sezgisinin zayıf olduğundan ve dolayısıyla yasaların bizatihi tuhaf olmadıklarından, bu avantaj iddiasının objektif ahlakı kabul eden ateiste karşı döngüsel olduğundan ve en temel ahlaki yasaların açıklamalarının olamayacağından yola çıkan üç eleştiriden bahsettim.
İncelediğim altıncı avantaj iddiası teizmin ahlakın otoritesini/bağlayıcılığını daha iyi açıkladığı. Ahlakın normatifliği eylemde bulunma gerekçeleri vermesi demek. Ateizmde ahlaki doğrular olsa dahi bunlar neden insanlara eylemde bulunma gerekçeleri versin ki? Ahlaki kurallar bizler için neden bağlayıcı? Kuralların bağlayıcılığı için meşru bir otoriteden kaynaklanmaları ve/veya bir şekilde kişilerin motivasyonlarına atıfta bulunmaları gerekiyorsa teizm avantajlıdır. Bu videoda özellikle Tanrısal otoritenin meşruiyeti probleminden bahsettim, teistik metaetik teorilerinin bağlayıcılık problemini çözemediğini, kişisel çıkara dayalı pratik akıl teorilerini reddedebileceğimiz gibi kabul etmemiz halinde de ahlakın bağlayıcılığı konusunda ateistler için büyük bir problemin çıkmadığını öne sürdüm.
Öne sürülen yedinci avantaj teizmin ahlaki realizm yanlışsa veya ahlak objektif değilse doğru olamayacağından yola çıkar. Ateizm ahlaki realizm doğru olmadan veya ahlak objektif olmadan da doğru olabilirdi. Ama teizm için aynısı geçerli değil. Bu nedenle ahlaki realizm doğruysa veya ahlak objektifse bu teizmi benimsememiz için bir neden sunar. Videoda bu avantajla ilgili üç problemden bahsediyorum. Ateizmle ahlaki realizm/ahlakın objektifliği arasındaki gerilim şiddetli değilse avantajın gücü zayıflar. Ateizm realizmi/objektifliği gerektirmese bile seküler metaetik teorileri teistik teorilerden daha başarılı olabilir. Son olarak Tanrı'nın varlığı değil sadece spesifik bir Tanrı tasavvuru realizmi/objektifliği öngörür. Aynısı spesifik ateizm biçimleri için de geçerlidir. Yapılan karşılaştırma elma-armut karşılaştırmasıdır.
Sorumluluğun sosyal teorileri sorumluluklarımız olmasının ancak birilerine karşı sorumlu olmamız halinde olanaklı olduğunu öne sürer. Bu teoriler iki türdendir: Aktüel talep teorileri ve hipotetik talep teorileri. Aktüel talep teorileri sorumluluklarımız olması için bizden gerçekten de bir şeyler talep eden birileri olmalıdır iddiasında bulunur. Toplumsal aktüel talep teorilerinde sorumlulukların kaynağı diğer insanların talepleridir. İlahi Buyruk Teorisi ise bir ilahi talep teorisidir. Tanrının talepleri sorumluluklarımızın kaynağıdır. Videoda aktüel talep teorilerinin genel problemlerinden bahsedip bu problemlerin İBT açısından da sorun yaratacağını iddia ediyorum.
Ele aldığım dokuzuncu avantaj hata teorisyeni ve ateist olan J.L. Mackie tarafından dile getirilmiştir. Tanrı mutlak kudretli olduğu için aralarında mantıksal çelişki olmayan bütün özellikleri bir araya getirebilir. Dolayısıyla ahlaki niteliklerle doğal nitelikleri de bir araya getirebilir. Bu durumda ahlaki niteliklerle doğal nitelikler arasındaki korelasyonun gizemi de çözülmüş olur. Videoda Mackie'nin akıl yürütmesini detaylandırıp normatif özelliklerin doğal özelliklere iliştirilebilirliği iddiasını eleştiriyorum. Üstgelim ilişkisinin farklı şekillerde anlaşılabildiğini ve doğru şekilde anlaşıldığı zaman bu türden bir iliştirmenin yapılamayacağı sonucuna varmamız gerektiğini iddia ediyorum.
Ele aldığım son avantaj iddiası teistik metaetik teorilerinin deontik özelliklerle ilgili eşik problemini çözdüğüdür. Deontik özellikler varsa sahip olduğumuz gerekçelerin gücü ve mahiyetiyle aralarında sıkı bir ilişki olduğu iddiası makuldür. Ama gerekçelerimiz ne seviyede olunca deontik bir özelliğin (mesela bir eylemin sorumluluğumuz olması) ortaya çıktığını söylemeliyiz? Videoda bahsettiğim ilk itiraz gerekçelerle deontik özellikler arasında sıkı bir bağlantı varsa Tanrı'nın eşikleri belirleyemeyeceği ve sadece tespit edebileceği. Dahası eşikleri belirlemekte görece iyi olduğumuzu ve söz konusu belirsizliğin büyük bir problem olmadığını da öne sürüyorum.
Metaetik Ahlak Argümanını popüler seviyede savunanların da akademik seviyede savunanların da birkaç örtülü varsayımı kabul ettiğini düşünüyorum. İlk varsayım ateistin fizikalist/natüralist olması gerektiği veya ateizmin en makul biçiminin bu görüşleri gerektirdiği varsayımı. Ben ilk varsayımı reddetmekle beraber ikinciyi kabul ediyorum. Ancak ikinci varsayımı reddeden bir ateist için metaetik ahlak argümanını eleştirmek daha kolay olabilir. Zira fizikalizm ve natüralizmin ahlaki realizm ve ahlakın objektifliğiyle gerilimli olduğu sık sık öne sürülür.
Argümanın bir diğer varsayımı ahlakın kendi dışında bir açıklamaya ihtiyaç duyduğu varsayımıdır. Bazı görüşler ahlakın bir "kaynağı" olabileceğini, hatta bir ontolojiye ihtiyaç duyduğunu reddeder. Metateik Ahlak Argümanı savunucusu açıklamanın gerekliliği varsayımını savunmalıdır.
Zaman zaman Metaetik Ahlak Argümanının savunucusu teistin elinde son derece problemsiz ve dört başı mamur bir metaetik teorisinin bulunduğunu varsayar. Teistin ahlaka dair son derece problemsiz bir açıklaması vardır - bir tür İlahi Buyruk Teorisi veya başka bir açıklama. Ancak bu açıklamaların sorunları hemen hemen her zaman teistik olmayan görüşlere teistler tarafından yapılan eleştirilere paraleldir.
Ahlaki realizmi veya ahlakın objektifliğini kabul eden görüşler "iddialı" veya "ılımlı" olabilirler. Ahlak argümanının savunucuları sık sık "iddialı" realizmlerle realizmi özdeş görürler. Öte yandan "revizyonist" görüşler natüralistler için kolaylıkla savunulabilirdir. Argümanın savunucusunun üç seçeneği vardır: Revizyonist görüşlerin hakiki anlamda realist olmadığını iddia edebilir, argümanı realizm üzerinden değil "iddialı" ahlaki nitelikler üzerinden ortaya koyabilir veya revizyonist görüşlerin dahi natüralizmle çeliştiğini göstermeye çalışabilir.
Tanrı'ya başvuran metaetik teorileri genel olarak "ilahi durumcu" teoriler olarak adlandırılabilir. Bu kısa derste ilahi durumculuğun çeşitlerinden ve ilahi durumcu teorilerin hibrit biçimlerinin neler olduğundan bahsediyorum.
İBT'nin en basit versiyonu hem aksiyolojik özellikleri hem de deontik özellikleri Tanrı'nın iradesine bağlayan Volüntarist İBT'dir. Bu derste teoriyi kısaca tanıtıyorum.
Derste daha önce indirgemeci metaetik teorilerinden bahsetmiştim. İndirgemeci teoriler ahlaki niteliklerin onlardan açıkça bahsetmeyen kavramlarla ifade edilebilen niteliklerle (doğal nitelikler, doğaüstü nitelikler vb.) özdeş olduğunu öne sürerler. Volüntarist İBT indirgemeci bir teori olduğundan diğer bütün indirgemeci teorilere yapılabilecek itirazların çoğuna muhataptır. İndirgemecilik yanlışsa Volüntarist İBT de yanlıştır.
"Bir şey Tanrı emrettiği için mi iyidir iyi olduğu için mi Tanrı emreder?" şeklinde kısaca ifade edebileceğimiz Euthyphro İkilemi İBT'ye yapılan en yaygın eleştiridir. Volüntarist İBT bu eleştiriye cevap vermekte başarısızdır. Yanlış ikilem ve benzeri cevaplar Volüntarizme değil, diğer İBT versiyonlarına açıktır.
Ahlaki doğruların zorunlu doğrular oldukları yaygın bir kabuldür. Özellikle Volüntarist İBT'nin ahlaki doğruların zorunluluğunu açıklayamadığı eleştirisi, alternatif ilahi durumcu modelleri savunan teist filozoflar tarafından yapılmaktadır. Derste Tanrı'nın özgür iradesinden yola çıkan eleştiriyi ele alıyorum.
Volüntarist İBT'nin kilit iddiası Tanrı'nın emirlerini herhangi bir şekilde sınırlayan normatif bir kriterin olmadığıdır. Bu durumda ahlaken sıkıntı verici sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Bu eleştiri Euthyphro İkilemi'nin ahlaken yüklü versiyonu gibi görülebilir.
İBT'nin çeşitli versiyonlarına yapılan önemli bir eleştiri ahlakın inançsızları da bağlaması gerektiği ancak birkaç makul varsayımın doğru olması halinde İBT'nin yapısı gereği inançsızları bağlayan ahlaki sorumlulukları açıklayamayacağı eleştirisidir. Bu derste eleştiriyi ele alıp nasıl yanıtlanabileceğini inceliyorum.
Cudworth İtirazı İBT'nin "orijinal sorumluluk" olan Tanrı'nın emirlerine uyma sorumluluğunu tatmin edici bir şekilde açıklayamadığını öne sürer: Bu sorumluluk emirlerden kaynaklanıyorsa İBT döngüseldir, emirler dışı bir açıklaması olabiliyorsa sorumluluk sahibi olmamız için Tanrı'nın bir eylemi emretmesi gerekmez.
Bu itiraz Volüntarist İBT doğruysa Tanrı'ya iyi dememizin anlamsız olacağını öne sürer çünkü neyi emrederse emretsin Tanrı iyidir dememiz iyilik kavramının içini boşaltır.
MEİBT Volüntarist İBT'yi reddeder ve bir şekilde Tanrı'nın neyi emredebileceğini sınırlayan şeylerin olduğunu söyler: Tanrı'nın doğası veya zihin durumları. Derste bu görüşün alabileceği biçimleri kısaca tanıtıyorum.
Daha önce Volüntarist İBT'nin muhatap olduğu itirazlara göz atmıştım. Bu videoda MEİBT'in Volüntarist İBT'ye yapılan itirazlardan hangilerine ne derece tatmin edici cevaplar verebildiğini inceliyorum. Bazı eleştirileri yanıtlayabildiğini kabul etmekle beraber bazı eleştirilerin Volüntarist İBT gibi MEİBT için de sorun çıkardığını öne sürüyorum.
MEİBT'in kimi versiyonları Tanrı'nın doğasıyla aksiyolojik özellikler arasında bir özdeşliğin olduğunu öne sürer: Nasıl ki su H2O ile özdeş, Tanrı da iyilikle özdeş. Bu görüşün tuhaf sonuçlarından (iyiliğin bir kişi olması veya mutlak kudretli olması gibi) yola çıkarak MEİBT'i eleştiriyorum.
MEİBT savunucuları iyilikle Tanrı'nın doğası arasında özdeşlik olduğunu söylüyordu. Kötülük ve benzeri negatif ahlaki nitelikler MEİBT çerçevesinde nasıl temellendirilir? Bu derste MEİBT'in kötülüğün tabiatına dair tartışmalı bir varsayımı kabul etmeden negatif ahlaki nitelikleri temellendiremeyeceğini ve bu tartışmalı varsayımı reddetmemiz halinde homojen olmayan bir metaetik sunacağını öne sürüyorum.
Robert Adams'ın savunduğu MEİBT versiyonu, iyi olan şeylerin Tanrı'ya olan benzerlik seviyelerine nispetle iyi olduklarını öne süren Platoncu bir görüştür. Tanrı'nın diğer şeylere hiçbir şekilde benzemediğini savunan kimi teistler için bu model reddedilmelidir. Ayrıca benzerlik dereceleri tezinin başka problemleri de vardır.
İçsel Özellik Sezgisi, ahlaki niteliklerin "eşyanın tabiatına dayanan"; olayların, durumların, kişilerin ve ahlaki nitelikler taşıyabilen diğer şeylerin bizatihi sahip oldukları yönündeki sezgidir. MEİBT aksiyolojik niteliklerin ilişkisel oldukları sonucunu doğurur ve bu sezgiye sahip olanlar MEİBT'i reddetmelidir.
MEEİ, Euthyphro İkileminin, ikileme verilen yanlış ikilem gibi standart cevaplara karşı güçlendirilmiş versiyonudur. MEEİ Tanrı'nın doğasına başvuran görüşlere karşı öne sürüldüğünde başarısızdır, ancak deontik özellikleri Tanrı'nın emirlerine bağlama girişimlerine karşı bana göre başarılıdır.
Olgu-Değer Problemi, olandan olması gerekene geçiş yapamayacağımızı öne süren mantıksal bir ilke olarak görülebileceği gibi ontolojik bir tez olarak da görülebilir. Bu videoda Olgu-Değer Problemi'nin MEİBT için çıkarabileceği problemlerden bahsediyorum.
İGT'den daha önce bahsetmiştim. İGT ile İBT arasında bariz bir benzerlik vardır. Bazı filozoflar İGT'nin İBT'nin açıklamaya çalıştığı her şeyi açıklayabilmesinin yanı sıra daha basit olması nedeniyle İBT'den daha başarılı olduğunu iddia eder. Eğer İBT'nin İGT'ye üstünlüğü yoksa ateistin elinde en az İBT kadar iyi bir teori var demektir.
İTT, İBT'nin çeşitli problemlerine düşmediği iddia edilen bir başka teistik metaetik teorisi. Adından da anlaşıldığı üzere ahlaki nitelikleri Tanrı'nın emirlerine değil tavırlarına dayandırıyor. Bu videoda İTT'yi kısaca tanıtıyorum.
Bu videoda İTT'ye yapılan itirazları ele alıyorum. İTT, Modifiye Edilmiş Euthyphro İkilemine muhatap olmasının yanı sıra aksiyolojik özelliklere dair nasıl bir görüşle birleştirildiğine göre farklı itirazlara da muhatap oluyor. Ancak MEİBT'e göre avantajları olduğu aşikar.
Teistik metaetik teorilerinin bütün ahlaki nitelikleri bir şekilde Tanrı'ya dayandırmalarına gerek yok. Alternatiflerden biri iyi-kötü gibi ahlaki niteliklerin Tanrı'dan tamamen bağımsız olduğu ancak sorumlulukların Tanrı'nın emirlerine bağlı olduğu görüş. Bu görüşün diğerlerinden daha güçlü olduğunu düşünmekle beraber aksiyolojik niteliklerin deontik nitelikleri sabitlemesi halinde metaetiğimizi gereksiz yere karmaşıklaştırdığını öne sürüyorum.
Ahlak argümanını savunan bir teistin mutlaka teistik bir metaetik teorisi öne sürmesi gerekiyor mu? Bana kalırsa hayır. Ahlak ontolojisinde teizmin sahip olduğu öne sürülen avantajların pek çoğu herhangi bir teistik metaetik teorisi olmadan da bir ahlak argümanını savunmak için kullanılabilirler. Bunun nasıl yapılabileceğini göstermeye çalıştım ve metaetik teorilerine başvuran ahlak argümanlarına kıyasla bu yaklaşımın avantajlarını/dezavantajlarını gösterdim.
Ahlak argümanının başarısız olduğunu düşünen bir ateist, teistik metaetik teorilerine nasıl yaklaşmalıdır? Bir teistin bile bu teorileri kabul etmemesi gerektiğini düşünmeli midir? Bana kalırsa hayır. Seküler metaetik teorilerinin güçlükleriyle teistik teorilerin güçlüklerinin çoğunlukla paralel olduğunu söylemiştim. Bu aynı zamanda teistik metaetik teorilerinin bariz saçma olmadıkları sonucunu da doğuruyor. Bir teistin teistik metaetik teorilerini kabul etmesi için pek çok neden var. Ahlak argümanını başarısız bulan ve seküler metaetik teorilerini savunan bir ateist pekala teistlerin elindeki en iyi seçeneğin teistik bir metaetik teorisi olduğunu, buna rasyonel teistlerin inanmasında bir sorun olmadığını kabul edebilir.
Bu videoda ahlakın Tanrı'dan bağımsız olduğunu iddia etmek için öne sürülebilecek nedenleri inceliyorum. Bu nedenler arasında şunlar var: - Ahlaki düşünme süreçlerinin Tanrı’ya ve emirlere değil bağımsız gerekçelere atıfta bulunması. Epistemik bağımsızlıktan ontolojik bağımsızlığa geçiş yapılabildiği iddiası oldukça güçlü. - İçsel değer/özellik sezgisi - Tanrı’ya iyilik atfetmenin zorlaşması/anlamsızlaşması - Mevcut teistik metaetik teorilerinin başarısızlığı veya en azından seküler alternatiflerden daha başarılı olmamaları - Ahlakla ilgili elimizdeki diğer veriler - ahlak ontolojisi hakkında en iyi açıklama Tanrı olsa bile ahlaka dair bildiğimiz her şey teistik olmayan bir açıklamaya işaret ediyor olabilir. Bir sonraki modülde bunun nasıl savunulduğunu detaylandırıyorum. - Tanrı’nın varlığı ihtimali düşükse ve ahlaki realizm doğruysa/ahlak objektifse en iyi model teistik bir model olsa dahi seküler bir modelin doğru olması gerek. Ahlak argümanı genel teizm-ateizm tartışmasından bağımsız değil.
Bu videoda birinci modüldeki tartışmayı toparlıyorum ve en önemli noktaları özetliyorum.
Bu videoda Metaetik Ahlak Argümanı hakkındaki birinci modülün çalışma sorularını ve ileri okuma önerilerini listeleyip biraz detaylandırıyorum. İkinci modülün içeriğini de kısaca tanıtıyorum.
.
.
.
.
.